Dikkat. Bu yazı Vedat Türkali'nin Bir Gün Tek Başına isimli kitabı hakkında ağır spoiler içerir. kitabı okumadıysanız, okumayı düşünüyorsanız bence bu yazıdan uzak durun.
Bugünkü soru okumadığımız ya da aslında bitirmediğimiz halde okudum dediğimiz bir kitabı soruyor. Ben okumadan hiçbir kitaba okudum demedim ama tam anlamıyla bitirmediğim halde ben o kitabı okudum dediğim bir kitap var. O da Vedat Türkali'nin Bir Gün Tek Başına kitabı. Kitap hayli kalın. 744 sayfa. Ben elimde aynı anda 2-3 kitap okumayı da pek sevmem, hadi iki kitap olsun ama iki roman olmasın mesela. Neyse, bu da demek oluyor ki kitaplarımın öncelikle çantamda taşınacak insani bir kalınlığı olmalı. Hadi o yoksa bile kitap fazlasıyla sürükleyici olmalı ki eve gelince okumak isteyeyim. Esasında Vedat Türkali'yi çok severim. Kayıp Romanlar ve Mavi Karanlık'ı soluk soluğa okudum. Ama bu kitapta tıkandım nedense. Belki çok üstü üste aynı şeyleri okudum diye, çünkü o sıralar İdefix'te sağlam indirim vardı bir sürü kitabını almıştım Türkali'nin. Bir de şöyle bir üslubu var üstadın. Adamın sabah kalkıp gece yatana kadar yaşadığı her şeyi anlatıyor. Yani o kadar ki yediklerini içtiklerini bile öğün öğün sayıyor. Bu da kitabın akıcılığını biraz etkiliyor bence. Bir Gün Tek Başına, orta yaşlı evli ve çocuklu bir adamın genç bir kıza olan aşkını anlatıyor. Bu aşkla beraber başrolde tabi ki devrim var. Ama işte ben o kadar sıkıldım ki bu çarpık aşktan, Kenan'ın Günsel'in davasını anlamamasından, tek istediği şeyin onunla beraber olmak olmasından, özellikle de karısına olan davranışlarından. Burdan Kenan'a laflar hazırladım hatta. Kenan tabansız adamın birisin bence. İki araya bir dereye sıkışmış, ne sesini çıkarmayı başarmış, ne aşık olabilmiş, ne devrimci olabilmiş. Hiç bir şey olamamış. Senin yaşadıklarını herkes yaşadı koçum. Millet nasıl ayağa kalktı sonra, yaşam kolay olacak demedi kimse sana. Kolay olsun istiyorsan oturacaktın karının dizinin dibinde. Hem o kadın senin yıllarca çileni çekmiş, ne yazık ki senin gibi bir hıyarla evlenmiş, sen kimsin be? Aşktan, sevgiden ne anlarsın? Emekten, birlik beraberlikten ne anlarsın peki? Güya karısına aşıkmış, sonra Günsel'e aşık olmuş. Sen kimsin karın Nermin kim? Sen kimsin Günsel kim be? Bu kadınların sana dönüp bakmaları bile mucize. Bir de senden çocuk yapıyorlar ya, aklım almıyor yani.
Kenan'a olan nefretim yüzünden kitap elimde sündükçe sündü. Nasılsa okuyamıyorum diye haftalarca baş ucumda kaldı. Hiç çantama sığdırmaya bile çalışmadım. Mesela Zemberekkuşu'nun Güncesi'ni de sevmedim pek ama yanımda taşıdım, her boşlukta okudum. Ama Bir Gün Tek Başına için bu mümkün olmadı. Bir gün sonunda tek başımayken, kitabın son elli sayfası falan kalmışken eh be yeter dedim. Sonuna baktım. Sonunda meğer bu Kenan ölmüş. Nasıl ölmüş bilmiyorum kaza falan geçirmiş galiba. Ama ölmüş yani. Oh be dedim, bu herif ölmüş şu kadınlar kendilerini toparlarlar. 744 sayfanın sadece 50 sayfasını falan okumadığım için kendimi bu kitabı okumuş sayarım. Sorana da okudum derim, çok üstüme gelirlerse arada 50 sayfa atladım derim. Budur yani olayım.
Peki siz? Var mı böyle yarım bıraktığınız kitap?
Yorumlar
Yorum Gönder