Kendimi bildim bileli, ki esasında bu kendimi bildim bileli yogadır, nefes egzersizleri gibi şeylere ilgi duydum. Ama hiçbir zaman en ufak bir adım bile atmadım bunun için. Biliyorsunuz daha önce yazmıştım, grupanya'dan fırsat kuponu almıştım. Geçen hafta sonunda yogaya başlayabildim. Bir kaç ders geçmeden de peşin hükümlü olmak istemedim.
Geçen hafta salı günü bir hatha yoga dersine katıldım. Dürüst olmak gerekirse ilk dersten de pek bir şey anlamadım. Her ne kadar nefes teknikleri benim için tamamen yeni olmasa da fiziksel hareketler tamamen yeniydi. Nefes egzersizlerini genelde flüt çalışmadan önce de tekrarladığım için diyafram kullanmada zorluk çekmiyorum. Gerçi bu diyafram ve flüt ilişkisi benim için hala bazen bir muamma olarak kalıyor o ayrı ama bildiğim kadarı bana yogada yetti gibi diyebilirim. Yogadaki fiziksel hareketlere gelince, benim için garip olan tarafı bu hareketleri yavaş yapma haliydi. Ben genelde vücudumun sınırlarını zorlamasamda, hızlı tempoda hareketlerden hoşlanırım. Saatlerce yürüyüş yaparım, hatta sonuna doğru ufak bir depara kalkar koşarım. Havuza giderim, genelde de bir saat kalırım havuzda. 1 km.nin altına düştüysem de mutsuz olurum. 1.5 km. yüzdüğüm zamanlarda zil takar oynarım. Bu yüzden de dediğim gibi yoga bana birazcık aheste geldi. Ama bunun yanında mumların ve hafif bir ışığın, rahatlatıcı bir müziğin olduğu bu ortam hoşuma da gitmedi değil. Salı günü dersten sonra düşündüğüm esasında yoganın benim hayatımda olmazsa olmaz bir şey olmayacağı ama gene de Lale kadar da hoşnutsuz kalmadığımdı. Lale yoga ile ilgili düşüncelerini şurda paylaşmıştı. Klik Klik
Cuma günü katıldığım ders ise relaxing yoga isimli, daha çok nefes egzersizlerine yoğunlaşan, fiziksel aktivitenin daha sınırlı olduğu bir dersti. Açıkçası ben de beklediğim etkiyi yaratmadı. Hatta keşke bir saat flüt çalsaydım bunun yerine diye düşünmedim desem yalan olur. Cuma günkü dersten sonra yok yok dedim bu yoga pek bana göre değil. Bugünkü derse gitmek de baya zor oldu bu yüzden. Ama gene de yılmadım, dedim ki 10 derslik para verdim, 10 derse de gidicem. (Bu da yoga ruhuna ne kadar ters esasında)
Bugün katıldığım derste bir hatha yoga dersiydi. Hocası farklıydı ama. Ve bugün gerçekten de keyif aldığım bir ders oldu. Gene alışkın olduğum fiziksel hareketlilikten yoksun olmakla beraber, bu hoca diğerlerine göre biraz daha fazla hareket yaptırdı. Her ne kadar benim için kafamın tamamen boşaltılması imkansızsa da, bir süre de olsa birşeyler düşünmeden durabildim, hatta eminim en son dinlenme aşamasında uyukladım bile. Zaten savasana sırasında gözlerin üstüne konulan lavanta kokulu küçük minderler o kadar rahatlatıcı ki uykuya dalmamak neredeyse imkansız.
Bu bir haftada neler değişti diye düşündüm. Fark ettim ki artık daha dik duruyorum. Ayrıca evlendiğimde aldığımız yatağa alışamadığım için Ağustos ayından beri sırt ağrıları çekiyordum. Son bir haftada bunun da bir hayli azaldığını söyleyebilirim. Bir kaç hareketi ilk derse oranla daha rahat yaptığımı da gözlemledim.
Şimdilik yoga ilgili gözlemlerim bundan ibaret. Cuma günü bir derse daha gidiyorum. Bakalım nasıl hissedeceğim?
Geçen hafta salı günü bir hatha yoga dersine katıldım. Dürüst olmak gerekirse ilk dersten de pek bir şey anlamadım. Her ne kadar nefes teknikleri benim için tamamen yeni olmasa da fiziksel hareketler tamamen yeniydi. Nefes egzersizlerini genelde flüt çalışmadan önce de tekrarladığım için diyafram kullanmada zorluk çekmiyorum. Gerçi bu diyafram ve flüt ilişkisi benim için hala bazen bir muamma olarak kalıyor o ayrı ama bildiğim kadarı bana yogada yetti gibi diyebilirim. Yogadaki fiziksel hareketlere gelince, benim için garip olan tarafı bu hareketleri yavaş yapma haliydi. Ben genelde vücudumun sınırlarını zorlamasamda, hızlı tempoda hareketlerden hoşlanırım. Saatlerce yürüyüş yaparım, hatta sonuna doğru ufak bir depara kalkar koşarım. Havuza giderim, genelde de bir saat kalırım havuzda. 1 km.nin altına düştüysem de mutsuz olurum. 1.5 km. yüzdüğüm zamanlarda zil takar oynarım. Bu yüzden de dediğim gibi yoga bana birazcık aheste geldi. Ama bunun yanında mumların ve hafif bir ışığın, rahatlatıcı bir müziğin olduğu bu ortam hoşuma da gitmedi değil. Salı günü dersten sonra düşündüğüm esasında yoganın benim hayatımda olmazsa olmaz bir şey olmayacağı ama gene de Lale kadar da hoşnutsuz kalmadığımdı. Lale yoga ile ilgili düşüncelerini şurda paylaşmıştı. Klik Klik
Cuma günü katıldığım ders ise relaxing yoga isimli, daha çok nefes egzersizlerine yoğunlaşan, fiziksel aktivitenin daha sınırlı olduğu bir dersti. Açıkçası ben de beklediğim etkiyi yaratmadı. Hatta keşke bir saat flüt çalsaydım bunun yerine diye düşünmedim desem yalan olur. Cuma günkü dersten sonra yok yok dedim bu yoga pek bana göre değil. Bugünkü derse gitmek de baya zor oldu bu yüzden. Ama gene de yılmadım, dedim ki 10 derslik para verdim, 10 derse de gidicem. (Bu da yoga ruhuna ne kadar ters esasında)
Bugün katıldığım derste bir hatha yoga dersiydi. Hocası farklıydı ama. Ve bugün gerçekten de keyif aldığım bir ders oldu. Gene alışkın olduğum fiziksel hareketlilikten yoksun olmakla beraber, bu hoca diğerlerine göre biraz daha fazla hareket yaptırdı. Her ne kadar benim için kafamın tamamen boşaltılması imkansızsa da, bir süre de olsa birşeyler düşünmeden durabildim, hatta eminim en son dinlenme aşamasında uyukladım bile. Zaten savasana sırasında gözlerin üstüne konulan lavanta kokulu küçük minderler o kadar rahatlatıcı ki uykuya dalmamak neredeyse imkansız.
Bu bir haftada neler değişti diye düşündüm. Fark ettim ki artık daha dik duruyorum. Ayrıca evlendiğimde aldığımız yatağa alışamadığım için Ağustos ayından beri sırt ağrıları çekiyordum. Son bir haftada bunun da bir hayli azaldığını söyleyebilirim. Bir kaç hareketi ilk derse oranla daha rahat yaptığımı da gözlemledim.
Şimdilik yoga ilgili gözlemlerim bundan ibaret. Cuma günü bir derse daha gidiyorum. Bakalım nasıl hissedeceğim?
Yorumlar
Yorum Gönder