Ana içeriğe atla

Kitap Günü #8 En Çok Korktuğum Kitap

Esasında korkunç hikayeler okumayı sevmem, bir kaç Stephen King romanı ve bir Dean Koontz romanından öteye de gitmez bu konudaki bilgim. Ama bu birkaç kitaplık ufak seçkide en çok korktuğum kitap Dean Koontz'un, ismini asla hatırlayamadığım kitabıydı. Şimdi internet sitesinden adamın kitaplarına da baktım ama gene de kitabı bulamadım çok üzgünüm. Yanlış hatırlamıyorsam iki kadın ve bir katili içeriyordu kitap. Ne kadar değişik değil mi, adamın bütün kitapları böyle aşağı yukarı zaten. Şimdi böyle anlatırken hiç korkunç gelmedi tabii ama inanın okurken çok korkunçtu:))


Bugünkü post hiç olmadı, ben en iyisi kendimi biraz korku edebiyatına vereyim:)


İyi akşamlar.

Yorumlar

  1. bukowski okuyunuz efenim yeraltı edebiyatı olmaktan çıksada gencliğin kız tavlamak adına heryerde ismi geçsede mutlaka okuyunuz güzeldir.

    YanıtlaSil
  2. bukowski okumadım, okumamamda da en büyük neden dediğin gibi herkesin alıntılaması, baş tacı etmesiydi. Adam bir Orhan Pamuk, bir Dan Brown oldu yemin ederim:) Ama okumadım demek ayıp tabii, okumakta fayda var. Teşekkürler önerin için. Peki bu yazarı en çok korktuğum kitabın altına yazmanda bir sebep var mı? Korku yazmıyor bildiğim kadarıyla dimi?

    YanıtlaSil
  3. gerçekler korkutur:) yok okunulası diye belirttim oyle yazıyla pek alakası yok:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MSA'da Pişirdim Evime de Getirdim

Merhaba; Toplanın şöyle etrafıma size çok güzel bir deneyim anlatmak istiyorum. Geçen hafta Seyahatperest Özge 'nin davetine uydum. Mutfak Sanatları Akademisi 'nde İtalyan Yemekleri Workshop'ına gideceğim benimle gelmek isteyen var mı dedi? Yemeklere baktım. Menüde el yapımı deniz mahsüllü fettucine, kuşkonmaz çorbası ve Marble cheesecake, amaretto ve bitter çikolatalı vardı. Kuşkonmaz çorbası ile ilgili bir fikrim yoktu, cheesecake ile zaten aram yok ama deniz mahsüllü fettucine beni can evimden vurdu. Zaten önceki hafta internette birkaç tarif okumuştum ama açıkçası hangisini pişireceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bir de bu deniz mahsülleri ucuz değil sonuçta. Benim de yemekle çok iyi bir ilişkim olmasına rağmen çok vardır beceremeyip çöpe atmak zorunda olduğum yemekler. O yüzden de bu deniz mahsüllerine hep mesefali yaklaştım. Neyse. Menüyü görünce buna ben gitmeliyim dedim. Sağ olsun Özge'nin kedileri de öyle düşünmüş. Pazartesi workshopa katılmak için benim gid

Beyazlı Kadın

Bir süredir okuduğum kitapları hiç yazmadığımı fark ettim. Hazır Beyazlı Kadın'ı yeni bitirmişken, kütüphanenin rafları arasında kaybolmamışken hemen yazayım bari dedim. Bu kitabı kitap klübümüzde okumuştuk, sanırım 3 kişi aldık sadece. Benden önce Bellanomisma okudu, diğer arkadaşımız okudu mu bilemiyorum. Ben esasında hayli kararlıydım, yazın sahilde okuyacaktım ama son anda aldığım kitaba Uğur el koyunca, (Zeno'nun Bilinci) elimde iki kitapla kalakaldım. Beyazlı Kadın ya da Karamazov Kardeşler.  Hadi dedim madem Bella çook beğendi, alayım raflardan da okuyayım. Wilkie Collins'in bu kitabı ilk gotik ve polisiye roman olarak geçiyormuş. Kitap yayınlandığında İngiletere'de öylesine büyük bir sükse yapmış ki Charles Dickens bile kıskançlık krizlerine girmiş Edward Drood'un Gizemi'ni yazmaya başlamış ama bitirmeye ömrü vefa etmemiş. Gerçekten de bir gizem olmuş sonu. Beyazlı Kadın İngiltere'de Limmerge Malikanesi'nde yaşayan iki genç kadına r

İçinden Deniz Geçen Şarkılar

Bülent Ortaçgil'e büyük bir aşk besleyen bir insan değilim. Ama yeni albümünün çok başarılı olduğunu okuyunca birkaç yerden ben de aldım. CD'yi alalı neredeyse iki ay oldu. Birkaç dinleme denemem başarısızlıkla sonuçlandı. Yeterlik sonra belki sakin sakin iyi gelir dedim ama kafam o kadar doluymuş ki hiç anlamamışım. Sonra da kaldırıp bir kenara koydum. Geçenlerde iphonedaki müzikleri değiştirirken bunu da eklemek istedim. Nasıl yaptıysam iki kere Bulutsuzluk Özlemi eklemişim ama Bülent Ortaçgil'i eklemeyi becerememişim. En sonunda tekrar update ettim önceki gece şarkıları. Dün de flüt dersine giderken dinledim bütün albümü. Derse saat 5 gibi gittim. Yürüyerek gideyim bari dedim. Hava ılıktı. Akşam üstünün romantizmi vardı, kulaklarımda da muhteşem melodiler. Bütün parçalarda bir deniz özlemi, balıkçılar, adalar, su altı, balıklar....Yani her parçanın içinden deniz geçiyor. Tadımlık olarak dinleyin ve hemen bu CD'yi edinin bence. Biterken karanfilli çay içiyorum. Mis g