Ana içeriğe atla

Haftanın Kitabı - Kalemi

Merhaba;

Şöye bir şey yapayım diyorum. Bakalım ne kadar sürdürebileceğim. Her hafta okuduğum kitabın ve o hafta en çok kullandığım kalemin bir fotoğrafını yayınlayayım size. Hatta belki kitabın eleştirisini de yazarım. Ama söz vermeyeyim, bazen okuduklarımı yazmak bile istemiyorum. 

Bu haftanın kitabı Hal Edward Runkel'in Bağırmayan Anne Baba Olmak isimi kitabı. Bu kitabı Blogcuanne'nin blogunda gördüm. Hatta çevirmen Ebrar Güldemler bizzat kendisi yazmıştı yazısını. Yanlış hatırlamıyorsam birilerine tek  bir ebeveynlik kitabı önersem bunu öneririm bile demişti. Tabii biz de bir kaç haftaya anne baba olacağımız için hadi bakalım bu neymiş dedim. 




Özellikle psikoloji, kişisel gelişim kitaplarında anladığım kadarıyla birinin işine yarayan birinin pek işine yaramayabiliyor. Bu kitap benim için ne yazık ki öyle oldu. Her şeyden önce bu kitabı okurken tam olarak faydalanabilmeniz için  en azından 2 - 3 yaşında bir çocuğunuz olmalı. Her bölümün sonundaki içe bakış sorularını cevaplayamadım mesela. Ayrıca her anne babanın çocuğu ile zorluklar yaşadığı dönemler mutlaka oluyordur ama bu kitap biraz daha bu sorunların sürekli olduğu ve öfke kontrolüne ihtiyaç duyulabileceği dönemlerde neler yapılması gerektiğini anlatıyor. Ama işte zurnanın zırt dediği nokta benim için şu oldu: Koca kitabın tek önerisi sakin kalın ve kendinize odaklanın. Nasıl? Nasıl sakin kalayım? İçimden ona kadar mı sayayım? Çocuğumla konuşayım mı? (Hakkını yemeyeyim, bazı durumlarda nasıl konuşulabileceğini yazmış gerçekten de) Ama genel olarak kitap boyunca yazarın önerdiği tek şey sakin olun, kendinize odaklanın. Belki de bu kitapla beraber kendi hayatınızda da değiştirdiğiniz bir takım noktalar varsa daha çok faydasını görebilirsiniz. Ama bu kitap bir rehber kitap olmaktan ziyade bir soruna yönelik tek bir çözüm öneriyor. Rehber kitap olarak düşünmek ise benim yanlış anlamamdan kaynaklanmış olabilir. 

Gelelim haftanın kalemine. Kalem Pilot Parallel Pen. Ben kesik uçlu kalemleri, fırça kalemleri çok seviyorum. Sanırsın kaligrafi ile hayatımı kazanıyorum:) Hayır. Sevgi işte. Pilot'un Parallel Pen'lerini de çok merak ediyordum ama Türkiye fiyatları bence biraz uçuk. Geçen ay Massdrop'ta 1.5, 2.4, 3.8 ve 6 mm'den oluşan seti makul bir fiyattaydı. Bir arkadaşımla seti ortaklaştık resmen. 2.4 ve 3.8 benim, diğerleri arkadaşımın. İşte o günden beri kalemle aşk yaşıyorum. Ne yazdın derseniz hiç derim. Bir kaç ıvır zıvır. Ama kalem muhteşem:)

Bir de tabii 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günümüz kutlu olsun. Güzel günler görmemiz dileğiyle. 

Yorumlar

  1. Psikoterapist olarak kişisel gelişim, çocuk gelişimi (akademik kitapları hariç tutarak) kitaplarıyla ilgili tamamen beni bağlayan kişisel görüşüm; fikir vericiler, kişiye değişim motivasyonu verebiliyorlar ancak değişimin nasıl olacağını söyleyemeyecekleri için (bireysel farklılıklar giriyor işin içine, senin de dediğin gibi.) okuyanlarda bir miktar hayal kırıklığı yaratıyorlar. Öfke duyduğu zamanda sakin kalmak gerektiğini kişi zaten biliyor, bu yüzden "Kavga anında sakin kalın." demek kafada bir ampul yakmıyor. Çünkü bilmek ve yapmak birbirinden farklıdır. Bunlar bir sorun ise çözmek kolay konular değil, çalışmak gerekiyor, zaten ruh sağlığı alanında çalışan kişiler de bu yüzden var. Bu nedenle bu kitapları sorun çözmeye bir adım daha yaklaşmak olarak değerlendiriyorum.

    Bence, çocuk büyütürken gelişim dönemi kitapları okunabilir. Çünkü her yaş döneminin kendine özgü becerileri, hazır oluş halleri var. Ebeveynler olarak bu dönemlere hakim olursak önceden bilgi sahibi olduğumuz için beklentilerimizi de daha gerçekçi tutabiliriz. İlk aklıma gelen Haluk Yavuzer'in Çocuğunuzun İlk 6 Yılı kitabı oldu. Fiziksel ve zihinsel gelişim dönemlerinin aktarıldığı bir kitap.

    Yine de beklentiyi yüksek tutmadan kişisel gelişim kitapları okumayı seviyorum. Yine blogcuanne'den fikir alıp okuduğum Freud'a Ne Yaptık Da Böyle Oldu? diye bir kitap vardı. Gönülden bağlandığım stabilo kalemlerimle (!) altını çokça çizdiğim cümle olmuştu. Mesela birisi de şu:
    " Çocukların arkadaş ana babalara değil, yol gösteren yetişkinlere ihtiyacı vardır. Ancak büyüklerin bunun için kendi ergenliklerini atlatmış olmaları gerekir."


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esasında şöyle düşündüm sen Haluk Yavuzer'i önerince: Uluslararası camiadan fikir almak gerekli ama daha yerel çözümlerede yönelmek lazım. Çünkü çocuk yetiştirmede en çok etki eden şeylerden biri kültürel normlar.

      Şu anda Eskimolar Bebeklerini Nasıl Sıcak Tutar diye bir kitap okuyorum. Farklı kültürlerdeki bebeklerin nasıl büyütüldükleri ile ilgili bir kitap. Ve görüyorum ki birisinin uygun bulduğu şey başkasına uygun gelmeyebilir. Kültürel yapı gereği de bu böyle, sadece kişisel yapıdan kaynaklanmıyor yani.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MSA'da Pişirdim Evime de Getirdim

Merhaba; Toplanın şöyle etrafıma size çok güzel bir deneyim anlatmak istiyorum. Geçen hafta Seyahatperest Özge 'nin davetine uydum. Mutfak Sanatları Akademisi 'nde İtalyan Yemekleri Workshop'ına gideceğim benimle gelmek isteyen var mı dedi? Yemeklere baktım. Menüde el yapımı deniz mahsüllü fettucine, kuşkonmaz çorbası ve Marble cheesecake, amaretto ve bitter çikolatalı vardı. Kuşkonmaz çorbası ile ilgili bir fikrim yoktu, cheesecake ile zaten aram yok ama deniz mahsüllü fettucine beni can evimden vurdu. Zaten önceki hafta internette birkaç tarif okumuştum ama açıkçası hangisini pişireceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bir de bu deniz mahsülleri ucuz değil sonuçta. Benim de yemekle çok iyi bir ilişkim olmasına rağmen çok vardır beceremeyip çöpe atmak zorunda olduğum yemekler. O yüzden de bu deniz mahsüllerine hep mesefali yaklaştım. Neyse. Menüyü görünce buna ben gitmeliyim dedim. Sağ olsun Özge'nin kedileri de öyle düşünmüş. Pazartesi workshopa katılmak için benim gid

Beyazlı Kadın

Bir süredir okuduğum kitapları hiç yazmadığımı fark ettim. Hazır Beyazlı Kadın'ı yeni bitirmişken, kütüphanenin rafları arasında kaybolmamışken hemen yazayım bari dedim. Bu kitabı kitap klübümüzde okumuştuk, sanırım 3 kişi aldık sadece. Benden önce Bellanomisma okudu, diğer arkadaşımız okudu mu bilemiyorum. Ben esasında hayli kararlıydım, yazın sahilde okuyacaktım ama son anda aldığım kitaba Uğur el koyunca, (Zeno'nun Bilinci) elimde iki kitapla kalakaldım. Beyazlı Kadın ya da Karamazov Kardeşler.  Hadi dedim madem Bella çook beğendi, alayım raflardan da okuyayım. Wilkie Collins'in bu kitabı ilk gotik ve polisiye roman olarak geçiyormuş. Kitap yayınlandığında İngiletere'de öylesine büyük bir sükse yapmış ki Charles Dickens bile kıskançlık krizlerine girmiş Edward Drood'un Gizemi'ni yazmaya başlamış ama bitirmeye ömrü vefa etmemiş. Gerçekten de bir gizem olmuş sonu. Beyazlı Kadın İngiltere'de Limmerge Malikanesi'nde yaşayan iki genç kadına r

İçinden Deniz Geçen Şarkılar

Bülent Ortaçgil'e büyük bir aşk besleyen bir insan değilim. Ama yeni albümünün çok başarılı olduğunu okuyunca birkaç yerden ben de aldım. CD'yi alalı neredeyse iki ay oldu. Birkaç dinleme denemem başarısızlıkla sonuçlandı. Yeterlik sonra belki sakin sakin iyi gelir dedim ama kafam o kadar doluymuş ki hiç anlamamışım. Sonra da kaldırıp bir kenara koydum. Geçenlerde iphonedaki müzikleri değiştirirken bunu da eklemek istedim. Nasıl yaptıysam iki kere Bulutsuzluk Özlemi eklemişim ama Bülent Ortaçgil'i eklemeyi becerememişim. En sonunda tekrar update ettim önceki gece şarkıları. Dün de flüt dersine giderken dinledim bütün albümü. Derse saat 5 gibi gittim. Yürüyerek gideyim bari dedim. Hava ılıktı. Akşam üstünün romantizmi vardı, kulaklarımda da muhteşem melodiler. Bütün parçalarda bir deniz özlemi, balıkçılar, adalar, su altı, balıklar....Yani her parçanın içinden deniz geçiyor. Tadımlık olarak dinleyin ve hemen bu CD'yi edinin bence. Biterken karanfilli çay içiyorum. Mis g