Merhaba;
Bazen hiçbir şey okuyup izlemiyormuşum gibi geliyor size değil mi? 4 ayda bir yazınca öyle oluyor demek. Halbuki neler okundu, neler izlendi, neler unutuldu bile. Bu seferki filmimizi unutmadan yazıverelim bari ne dersiniz?
Sosyal medyada zaman zaman NASA'daki mühendis kadınlarla ilgili paylaşımlar görüyorsunuzdur mutlaka. Mesela Margaret Hamilton ve şu fotoğrafını görmeyeniniz var mı? Bilgisayar programlama işi ilk ortaya çıktığında "kadınlara" uygun bir iş olarak görülüyormuş esasında. Daha sonra ne olduysa erkek egemen kafa "kadının aklı programlamaya basmaz" demiş, kadınlar da aa evet ya diyerek alandan ufak ufak uzaklaşmışlar. Esasında bu konuyla ilgili tamamen farklı bir yazı bile yazılır. Pek çok toplumal araştırma bu farkın kız çocuklarının beynine 5 yaşından sonra işlediğini gösteriyor ne yazık ki. Acaba 5 yaşında çocuklarımıza neler oluyor? Sanırım pek çok ülkede, ataerkil kafaların yönettiği ana sınıflarına başlıyorlar. Ve işte bu ana sınıfları kız çocuklarımızı ezip büküyor.
Hidden Figures ise iki noktaya birden parmak basan bir film. Öncelikli olarak zencilerin ezilmesini görseniz de arka planda esasında kadının da ezilmesini görüyorsunuz.
Film 1961 yılında geçiyor. Sovyetlerin Yuri Gagarin'İ yörüngeye çıkarması ile ABD uzay yarışında bir adım geride kalıyor. Bir taraftan da NASA'da hızlı bir çalışma var. Bir bilgisayar almışlar (IBM) ve onun kurulması için uğraşıyorlar. İşte bu karmaşanın ortasında üç tane siyah kadın, Katherine G. Johnson, Dorothy Vaughan ve Mary Jackson var olmaya çalışıyorlar. Bu kadınlar o dönemde NASA'da "bilgisayar" olarak çalışıyorlar. Yani beyaz erkeklerin yaptığı heapları kontrol ediyorlar. Oysa Katherine pek çok beyaz erkeğe fark yaratacak kadar matematikte bilgili. Mary'de bir mühendis kafası var ve Dorothy'de her ne kadar o anda bölüm müdürü ünvanı almaya uğraşıyorsa da kendi kendine bilgisayar programlamayı öğrenebilecek kadar zeki ve ileri görüşlü bir insan.
1961 yılında ABD'nin pek de ileri olmadığını görmek baya şaşırtıcı olabiliyor. Bırakın siyah bir kadın olmayı, bir kadın olarak bile mühendislik eğitimi almanız mümkün olmayabiliyor. "Müfredat bir kadına göre düzenlenmemiştir" diyebiliyorlar. Siyah bir kadın olaraksa mücadeke etmeniz gereken tek şey beyaz toplum değil. Evde kendi kocanız bile kadın olarak bunları yapamazsın diyebiliyor.
Filmin nasıl ilerlediğini anladınız sanırım. Bu kadınların önlerindeki engelleri nasıl yıktıklarını görüyoruz adım adım.
Film boyunca kendimizi düşündüm. 1923'te Cumhuriyet kurulduğunda kimse kadınlar bunu ypabilir, şunu yapamaz dememiş. Kadınların eğitim alabileceği ve alamayacağı alanlar olmamış, otobüsün önüne veya arkasına oturabilirsiniz denmemiş. Buna rağmen bugün bu haklarından kolaylıkla vazgeçiyor kadınlarımız. Neden? Nasıl bu duruma geldik? Muhtemelen haklarımız için mücadele etmediğimizden vazgeçmek de çok kolay geliyor. Mesela Arabistan'da kadınlar araba kullanamazken, bizdeki kadınlar araba kullanma hakkı için en ufak bir mücadele göstermediklerinden bunun ne kadar önemli bir hak olduğunun da farkında değiller. İsteseler Dünya'yı yerinden oynatabilecek güce sahipken, bir adamın bilmem kaçıncı karısı olmaktan gocunmuyorlar. Çantaları kullanan benim malım diyen adamlarla hala beraber olabiliyorlar. Yazık gerçekten de.
Siz muhtemelen bu kadınlardan değilsiniz. Gene de kadın hareketinin ne kadar zorlu dönemlerden geçtiğini görmek adına bile olsa Hidden Figure'u mutlaka izleyin diyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder