Ana içeriğe atla

Bon Jovi Konseri


Biliyorum yazmakta geç kaldım ama konserden sonraki gün Afrika'ya gittim, ki onunla ilgili bir yazı da pazardan sonra gelecek umarım, bu yüzden de bu muhteşem konseri atlamak zorunda kaldım. 

Geçen sene  biliyorsunuz muhteşem bereketliydi, ben de bütün konserleri kaçırdım. Ama bu sene dedim ki ne olursa olsun Bon Jovi'ye gideceğim. Biletimi aldım, heyecanla 8 Temmuz'u beklemeye başladım.


Stada giderken metroyu kullandık, bence çok isabetli bir karardı. U2 konserinde insanlar çok sıkıntı yaşamışlardı toplu taşıma yüzünden ama bu sefer  metroyu saat 1e kadar çalıştırarak belediye akıllı bir iş yapmıştı. Zaten Seyrantepe çok uzak değil, en kötü ihtimalle TEM üzerindeki köprüden falan yürünürdü ki bunu yapanları da gördük. 

Arena gerçekten de güzel bir stad olmuş. Akustiği birazcık problemli sanırım ama stad olarak çok başarılıydı. 

Şebnem Ferah'ın sahneye çıkmaması nedeniyle sanırım stadın dolması biraz gecikti. Hatta ben endişe ettim, bu kadar az insan mı olacak diye. Saha içinde 2. sıradaydık biz. Lale ve Anıl erkenden gittikleri için biz de onların hemen arkasına yerleştik. Ama bizden sonra gelenler o kadar şanslı olamadı. Millet hep arkalarda kaldı ne yazık ki.

Redd'in sahneden inmesinden sonra sadece 15 dakikalık bir gecikmeyle Bon Jovi sahnedeydi. RAISE YOUR HANDS!!!
Ritchie Sambora gelmeyecek diye endişelenmiştik, rehabilitasyona girmiş Şubat ayında zira. Gelmese çok eksik olacaktı zaten. Muhteşem performansını bize gösterdi ya:)) 

Yanlış hatırlamıyorsam sahnede 2.5 saat kadar kaldılar. 2 kere bis yaptılar, kapanışı da Always ile yaptılar. Ben çalmayacaklarını düşünmüştüm çünkü son birkaç konserin şarkı listesinde yer almıyor(muş). Oysa o şarkıyı çoook severim, çalmasalar kalbim kırılacaktı. Çaldılar kırmadılar:)

Bir ara sahnenin ortasına kadar yürüyüp saha içine kadar geldiler. Keşke sahnenin solunda değil ortasında olsaydık diye o kadar üzüldük ki anlatamam.

Defalarca üstünü değiştirdi. Bir kere milli takım forması giydi. Hem de basketbol forması giymesi gönlümde büyük yer kazanmasına sebep oldu. Sahneye atılan Galatasaray atkısı olayı çok manasızdı. Kendim bile GS'lı olmama rağmen manasız buldum.

Pretty Woman'ı söylemeleri çok acayipti.


67 tır 1 Boeing dedikleri kadar varmış. U2'yu izlemedim ama sahne muhteşemdi. 

Nedenini bilmiyorum ama sanki hep Crazy Bon Jovi'nin şarkısı gibi geliyor bana. Konserde de bir süre bekledim neden çalmıyorlar diye.  Kendimden şüphe ediyorum bazen.

Kısacası iyi ki gitmişim ben bu konsere, inanılmaz mutlu oldum. Şimdi Joss Stone'a gitmek istiyorum ama kredi kartımla ilgili ufak(!!!!) bir sorunum var. Onu da yazarım Afrika yazısının içinde sanırım. O yüzden henüz bilet alamadım.


Kapanışı da Always ile yapalım.


Yorumlar

  1. ben de aynı şekilde crazy'yi çalsalar diye düşündüm durdum :0)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyazlı Kadın

Bir süredir okuduğum kitapları hiç yazmadığımı fark ettim. Hazır Beyazlı Kadın'ı yeni bitirmişken, kütüphanenin rafları arasında kaybolmamışken hemen yazayım bari dedim. Bu kitabı kitap klübümüzde okumuştuk, sanırım 3 kişi aldık sadece. Benden önce Bellanomisma okudu, diğer arkadaşımız okudu mu bilemiyorum. Ben esasında hayli kararlıydım, yazın sahilde okuyacaktım ama son anda aldığım kitaba Uğur el koyunca, (Zeno'nun Bilinci) elimde iki kitapla kalakaldım. Beyazlı Kadın ya da Karamazov Kardeşler.  Hadi dedim madem Bella çook beğendi, alayım raflardan da okuyayım. Wilkie Collins'in bu kitabı ilk gotik ve polisiye roman olarak geçiyormuş. Kitap yayınlandığında İngiletere'de öylesine büyük bir sükse yapmış ki Charles Dickens bile kıskançlık krizlerine girmiş Edward Drood'un Gizemi'ni yazmaya başlamış ama bitirmeye ömrü vefa etmemiş. Gerçekten de bir gizem olmuş sonu. Beyazlı Kadın İngiltere'de Limmerge Malikanesi'nde yaşayan iki genç kadına r...

Yeni Yıla ve Eski Yıla Dair

Merhaba; Uzun bir süredir kendimde değilim biliyorsunuz. Doktora yapmak dertli bir süreç, özellikle de yeterlik sınavı denilen sınav nedeniyle. Ne yazık ki eğitim sistemimiz insanları sürekli elemek üzerine kurulu. Sürekli sınavlardan geçmezsek kendimizi asla yeterli bulmuyoruz. Yeterlik sınavı da bir değil iki değil tam üç aşamalı bir sınav. sonuç olarak günümü geceme katarak çalıştığım bu sınavdan, burada bahsetmek istemediğim bir takım şeyler sonucunda kaldım ve yetersiz bulundum. Şimdi Mayıs ayında yapılacak sınava çalışmak durumundayım. Neyse ki gene yalnız değilim. Bu nasıl bir teselli bilmiyorum ama, sınava beraber girdiğimiz üç arkadaşım daha benimle beraber.  Şimdi biraz ara verdim. Bir tane daha endüktans, devre görecek halim yok. Kusucam yani. Bir müddet çalışmayı hiç düşünmüyorum.  Peki bu elimdeki süreyi nasıl değerlendirmeliyim? Öncelikle evle ilgili yapmak istediğim pek çok şey var. Bunların başında da resimlerin ve fotoğrafların duvarlara asılması, düğün foto...

2012 Dilekleri

Merhaba; Zorlu bir sene geçirdik. Depremler, terör olayları, ekonomik sarsıntılar, diğer ülkelerle yaşanılan sorunlar ve ufak ufak patlak veren iç savaşlar.... Evet 2011 pek parlak değil, 2012 nasıl olacak bilemiyoruz da. Ama umut ediyoruz ki iyi olsun. Pek çok güzel şey var istenilen, temel hepsi esasında sağlık ve mutluluk gibi. Peki benim kendi çapımda özel olarak istediklerim neler:) Teknolojik aletlerin gerisinde kalmayı sevmiyorum, iphone, ipad istiyorum. Artık benim param yetince kaçıncı versiyonları olursa o kadar versiyonlarından. Bir de laptopım öldü. Bu kadar apple ürününden sonra o da bir mac book pro oluversin değil mi? Pasaportuma yeni vizeler vurulsun ben yeni yeni ülkelere gideyim istiyorum. Hedeflerimin arasında Beyrut öncelikli. 2011de yaz tatillinde pek gezemedik Uğur izin alamadığı için. Bu sene bu açığı kapatabilmek istiyorum. Hatta öyle ki şöyle bir iki ay deniz kıyısında kalmak istiyorum. Her kadın gibi 5 kilo vermek istiyorum. Her kadın gibi o ayakk...