Ana içeriğe atla

Uyku...Bütün İsteğim Buydu

Biraz ebeveynlik meselelerinden bahsedelim mi? Ebeveyn olmayanlar kusura bakmasın, atlasın bu yazıyı. Yarına gene normal insan yazısı gelebilir:)

Anne baba olanlar bilir, olmayanlar da çevrelerinden mutlaka duymuştur. Uyku, uykusuzluk, uyku bilmem nesi... Evet hayatımız uyku etrafında dönüyor. Bebek ilk doğduğunda çok uyuyor ama bildiğiniz gibi değil. Bölük pörçük, parça parça. Yani en azından öyle olduğunu söylüyorlar. Ben size biraz kendi deneyimimi anlatayım. 

Daha önce yazmıştım, Barış meme reddi ile doğdu. Emmek istemiyordu, Eve geldiğimiz gece gerçekten kabus gibiydi. 15 dakikada bir ağlayarak uyanıyor ama emmiyor. Bilmiyorum ki bebe koynumu istiyor. Çünkü Allah korusun bir günlük bebek "kucağıma" alışır. Neyse efendim. Meme reddi söz konusu olduğu için memede uyutmak bir seçenek değil zaten. Kucakta gezdirip pışpışlayarak uyutuyoruz. Geceleri emmek için uyanmıyor, ben saat kurup kalkıyorum. 1 saat falan da mücadele ediyorum emzirmek için. 10 - 15 dakika emzirip tekrar uyutuyorum. Bazı geceler uyuya kalıyorum. Yani esasında uykusuzluktan ölüyorum. 

Meme reddi bitti. Barış da biraz büyüdü bu arada tabiki. Eskişehir'e gitmiştik. Barış'ı uyutmak gittikçe daha da zorlaşmaya başladı. 3 aylık bir bebek, gündüz 40ar dakikadan 2 veya 3 uyku uyuyor. Gece fena değildi. 7 8 gibi uyurdu. 12de mama, 3te sağdığım sütleri veriyordum. Sonra da sabaha karşı meme emiyordu. Eh gene de gecede 2 kere uyanmak fena değildi. Uykuya geçiş haricinde tabii. Annem de memede uyut rahat uyur diyordu. Hiç istememe rağmen çözümsüz kaldım ve denedim. Voila. 5 dakikada bayılıyordu. İlk zamanlar iyiydi. 

5 6 aylık olduğunda işler çığrından çıkmaya başladı. Mama ve biberon hayatımızdan çıkmıştı. Barış hala gündüzleri 40ar dakika uyuyordu. Bir de uyanık kalma süreleri çok uzundu. Yani o yaşta 2 saat uyanık kalmaları gerekiyorsa Barış 3 4 saat kalıyordu. Uyutmaya çalışıyorum uyumuyor. Gece beşiğinde yatıyordu ama sabaha karşı yanıma alıyordum çünkü saat başı uyanıyordu. Artık kalkıp onu emzirip geri yatağa koyacak halim kalmamıştı. Öylesine yanımda yatırıp emzirip öbür tarafa çeviriyordum.  Uzun bir süre böyle devam ettik ama son dönemde dayanacak halim kalmadı. Bazı geceler 40 dakikadabir uyanıyordu çünkü. Gündüz uykularına geçiş de gittikçe zorlaştı. Emiyor, emiyor emiyor ve uyumuyordu. Tek istediğim memesiz uyutabilmekti. 

Geçtiğimiz haftalarda diş çıkarıyordu ve bu çıkan dişlerin keskinliğini de nedense mememde test etmeye karar verdi. Bir akşam canımın acısıyla yeter dedim Barış. Yemek yedin karnın tok, su içtin susuzdeğilsin. O zaman emmeden uyuyacaksın. İlginç ama kucağımda 5 dakikada daldı. Yerine koymam 1 saat sürdü. Çünkü 40. dakikada uyanıyor, pışpışlıyorum sonra biraz daha dalsın diye bekliyorum falan. Yani her gece 1 saat karanlıkta oturuyorum kucağımda bebekle. 

O geceden sonra Barış'ı emzirmeden uyutmaya başladım. Bir ritüelimiz vardı zaten. Altını yıkıyorum, pijamalarını giydiriyorum, emziriyorum. Şimdi bunları ışık açıkken yapıyorum, sonra ışığı kapatıp kucağımda ninni söylüyorum ve uyuyor. Bir kaç gündür beşiğinde uyutmaya çalışıyorum ama henüz beceremedim. En iyi ihtimalle azıcık uyuklayınca beşiğine koyabiliyorum. 

Gündüz uykuları hala felaket. 40 dakikadan uzadılar esasında ama meme ile uyumuyor. Kucakta gecerahat uyuyor ama gündüz çok ağlıyor. Bir de henüz 10 aylık ama resmen tek uyku uyuyor.  Neden? Çünkü uyanıklık süreleri çoook uzun. Dün şöyle bir şey yaşadık mesela. 7.30da uyandı. 11 gibi hadi uyuyalım dedim. Emzirdim, ninni söyledim, kucağımda tuttum falan. Uyumadı. Buarada saat 12'ye geldi. İyi gel öğlen yemeği yiyelim dedim. Yemek hazırladım, yemek yedi falan saat oldu 13.30. En son dizlerinin üstüne oturmuş ağlıyordu. Ama ben denedim ve uyumadı. 2 gibi uyudu, 3.5 gibi uyandı. Ondan sonra da zaten gece uykusu oldu. Bugün de mesela 1.5'ta uyandı. Akşama kadar da uyumadı. Uyumasının tek yolu arabada falan olmamızdı ama hava da öyle kötüydü ki dışarı da çıkamadık. Uyusa da şöyle olacaktı. 5 -6 arası uyuyacaktı ve akşam uykusu gene 9a falan kalacaktı. 

Şimdi anladığınız gibi bir uyku sarmalında dolanıp duruyoruz. Peki sorularıma cevap verebilecek olan var mı? 

1) Her gece 22.00 -22.30 arası mutlaka uyanıyor Barış. Ben onu o saatlerde hiç emzirmedim. Neden uyanıyor? Bunun önüne nasıl geçebilirim?

2) Memesiz uyumasına rağmen neden hala geceleri 1000 kere uyanıyor? Gece beslenmesini kesmedim ondan mı? 2 kere uyanmasına razıyım ama her 40 dakikada bir çok fazla oluyor. Artık kendi beşiğinde uyusun istiyorum ama bu 40 dakikalık uyanmalarla onu yatağa koymam imkansız. Koyarım da o zaman da ben çok uykusuz kalıyorum.

3) Henüz tek uyku uyumak için çok küçük Uyanıklık sürelerini sizce nasıl kısaltırım. Yani gündüz uyumaya nasıl ikna ederim?

Bunları yazarken şunu da söyleyeyim. Uyku eğitimi bence bir saçmalık. Çocuklarımıza hiçbir şeyi ağlayarak öğretmiyoruz da iş uykuya gelince neden ağlatıyoruz? Üstelik geri de dönüyor. Diş çıkarıyor hoop bozuluyor, atakdeniyor hoop bozuluyor. Kaç kere dakikalarca ağlatalım bu çocukları? Yani uyku eğitimi benim için çözüm değil Ama daha insancıl çözümlerinize bütün kapılarım açık:) . 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyazlı Kadın

Bir süredir okuduğum kitapları hiç yazmadığımı fark ettim. Hazır Beyazlı Kadın'ı yeni bitirmişken, kütüphanenin rafları arasında kaybolmamışken hemen yazayım bari dedim. Bu kitabı kitap klübümüzde okumuştuk, sanırım 3 kişi aldık sadece. Benden önce Bellanomisma okudu, diğer arkadaşımız okudu mu bilemiyorum. Ben esasında hayli kararlıydım, yazın sahilde okuyacaktım ama son anda aldığım kitaba Uğur el koyunca, (Zeno'nun Bilinci) elimde iki kitapla kalakaldım. Beyazlı Kadın ya da Karamazov Kardeşler.  Hadi dedim madem Bella çook beğendi, alayım raflardan da okuyayım. Wilkie Collins'in bu kitabı ilk gotik ve polisiye roman olarak geçiyormuş. Kitap yayınlandığında İngiletere'de öylesine büyük bir sükse yapmış ki Charles Dickens bile kıskançlık krizlerine girmiş Edward Drood'un Gizemi'ni yazmaya başlamış ama bitirmeye ömrü vefa etmemiş. Gerçekten de bir gizem olmuş sonu. Beyazlı Kadın İngiltere'de Limmerge Malikanesi'nde yaşayan iki genç kadına r...

Yeni Yıla ve Eski Yıla Dair

Merhaba; Uzun bir süredir kendimde değilim biliyorsunuz. Doktora yapmak dertli bir süreç, özellikle de yeterlik sınavı denilen sınav nedeniyle. Ne yazık ki eğitim sistemimiz insanları sürekli elemek üzerine kurulu. Sürekli sınavlardan geçmezsek kendimizi asla yeterli bulmuyoruz. Yeterlik sınavı da bir değil iki değil tam üç aşamalı bir sınav. sonuç olarak günümü geceme katarak çalıştığım bu sınavdan, burada bahsetmek istemediğim bir takım şeyler sonucunda kaldım ve yetersiz bulundum. Şimdi Mayıs ayında yapılacak sınava çalışmak durumundayım. Neyse ki gene yalnız değilim. Bu nasıl bir teselli bilmiyorum ama, sınava beraber girdiğimiz üç arkadaşım daha benimle beraber.  Şimdi biraz ara verdim. Bir tane daha endüktans, devre görecek halim yok. Kusucam yani. Bir müddet çalışmayı hiç düşünmüyorum.  Peki bu elimdeki süreyi nasıl değerlendirmeliyim? Öncelikle evle ilgili yapmak istediğim pek çok şey var. Bunların başında da resimlerin ve fotoğrafların duvarlara asılması, düğün foto...

2012 Dilekleri

Merhaba; Zorlu bir sene geçirdik. Depremler, terör olayları, ekonomik sarsıntılar, diğer ülkelerle yaşanılan sorunlar ve ufak ufak patlak veren iç savaşlar.... Evet 2011 pek parlak değil, 2012 nasıl olacak bilemiyoruz da. Ama umut ediyoruz ki iyi olsun. Pek çok güzel şey var istenilen, temel hepsi esasında sağlık ve mutluluk gibi. Peki benim kendi çapımda özel olarak istediklerim neler:) Teknolojik aletlerin gerisinde kalmayı sevmiyorum, iphone, ipad istiyorum. Artık benim param yetince kaçıncı versiyonları olursa o kadar versiyonlarından. Bir de laptopım öldü. Bu kadar apple ürününden sonra o da bir mac book pro oluversin değil mi? Pasaportuma yeni vizeler vurulsun ben yeni yeni ülkelere gideyim istiyorum. Hedeflerimin arasında Beyrut öncelikli. 2011de yaz tatillinde pek gezemedik Uğur izin alamadığı için. Bu sene bu açığı kapatabilmek istiyorum. Hatta öyle ki şöyle bir iki ay deniz kıyısında kalmak istiyorum. Her kadın gibi 5 kilo vermek istiyorum. Her kadın gibi o ayakk...