Ana içeriğe atla

Bu Hafta Dinlediklerim - 3

Merhaba;


Bu hafta cuma günü yazamadım, cumartesi günü de çok sevdiğim bir arkadaşımın, ki çok sevdiğim demek yetersiz kalır enteresan bir ilişkimiz var onunla. Çocukluğumuzdan beri arkadaşız ama sonra yıllarca ayrı kaldık.Hiç haber alamadık birbirimizden de. O zamanlar ne facebook var ne twitter tabii. Sonra bir gün çıktı geldi Eskişehir'e. Sanki aradan hiç yıllar geçmemiş gibiydi. Düğün fotoğraflarını çektik, sonra da düğünlerine gittik. Yorucu ama keyifli bir gündü. Bu pazarda misafirlerim vardı ve saat 23.00'da oturdum yazı yazmaya. Hafta sonu bitiyor, içimde inceden bir hüzün var. 


Ben not defteri kullanamıyorum pek. Elimdeki defter taa 2009dan kalmış. Doğum günüm için Bellanomisma bana yeni bir defter aldı, elimdeki bitince onu kullanacağım ama elimdekinin yarısındayım düşünün. Hafta içi müzikleri de not defterime yazıyorum ki unutmayayım diye. Ama bu hafta sadece 3 şarkı yazmışım.Yazmayı mı unuttun derseniz, hayır unutmadım da değişik birşeyler dinleyemedim. Okulda final haftası, işlerim başımdan aşkın ne yazık ki. Birkaç parça da iki günden eklendi. Buyrun.


1. Jace Everett - Bad Things: İlk nerde nasıl dinledim bilmiyorum ama her dinlediğimde hoşuma gidiyor. Bu sefer radyoda denk geldim, güzeldi.


2. Bee Gees & Celine Dion - Immortality: Hafta içi Robin Gibb'in vefat etmesi ile düşündüm, birkaç kere Bee Gees dinledim. Bir arkadaşım twitterda staying alive diye bir şarkı yapsan da sonuç değişmiyor yazmıştı. Hayat böyle bir şey. Ama immortality gene de Robin Gibb için gelsin.


3. Zülfü Livaneli - Eğil Salkım Söğüt : Şöyle bir esti, dinledim.


4. Eric Clapton - Wonderful Tonight: Eric Clapton'ı sevmeyen var mı bilmiyorum. Arkadaşımın ilk dans şarkısıydı, bir an içim umutla doldu ki bu ülkede insanın içinin umutla dolması çok mümkün değil biliyorsunuz.


5. Mercedes Sosa: Gracias a la Vida: Bugün misafirler için hazırlanırken Mercedes Sosa'yı açtım. Sakin sakin dinledim. Esasında çok çok güzel pek çok şarkısı var. Sanırım bu hafta daha çok dinleyeceğim.


6. İlhan Erşahin - Fly: Caz caz caz diyorum, başka bir şey demiyorum.


7. Bob Dylan - Like a Rolling Stone: 60ların ruhu, ben seviyorum, size de her gün bir porsiyon öneririm.


Şimdi gideyim ojelerimi değiştireyim ve yeni bir haftaya hazırlanayım. Bir de boynumdaki ağrılar geçseydi her şey daha iyi olurdu ama.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MSA'da Pişirdim Evime de Getirdim

Merhaba; Toplanın şöyle etrafıma size çok güzel bir deneyim anlatmak istiyorum. Geçen hafta Seyahatperest Özge 'nin davetine uydum. Mutfak Sanatları Akademisi 'nde İtalyan Yemekleri Workshop'ına gideceğim benimle gelmek isteyen var mı dedi? Yemeklere baktım. Menüde el yapımı deniz mahsüllü fettucine, kuşkonmaz çorbası ve Marble cheesecake, amaretto ve bitter çikolatalı vardı. Kuşkonmaz çorbası ile ilgili bir fikrim yoktu, cheesecake ile zaten aram yok ama deniz mahsüllü fettucine beni can evimden vurdu. Zaten önceki hafta internette birkaç tarif okumuştum ama açıkçası hangisini pişireceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bir de bu deniz mahsülleri ucuz değil sonuçta. Benim de yemekle çok iyi bir ilişkim olmasına rağmen çok vardır beceremeyip çöpe atmak zorunda olduğum yemekler. O yüzden de bu deniz mahsüllerine hep mesefali yaklaştım. Neyse. Menüyü görünce buna ben gitmeliyim dedim. Sağ olsun Özge'nin kedileri de öyle düşünmüş. Pazartesi workshopa katılmak için benim gid

Beyazlı Kadın

Bir süredir okuduğum kitapları hiç yazmadığımı fark ettim. Hazır Beyazlı Kadın'ı yeni bitirmişken, kütüphanenin rafları arasında kaybolmamışken hemen yazayım bari dedim. Bu kitabı kitap klübümüzde okumuştuk, sanırım 3 kişi aldık sadece. Benden önce Bellanomisma okudu, diğer arkadaşımız okudu mu bilemiyorum. Ben esasında hayli kararlıydım, yazın sahilde okuyacaktım ama son anda aldığım kitaba Uğur el koyunca, (Zeno'nun Bilinci) elimde iki kitapla kalakaldım. Beyazlı Kadın ya da Karamazov Kardeşler.  Hadi dedim madem Bella çook beğendi, alayım raflardan da okuyayım. Wilkie Collins'in bu kitabı ilk gotik ve polisiye roman olarak geçiyormuş. Kitap yayınlandığında İngiletere'de öylesine büyük bir sükse yapmış ki Charles Dickens bile kıskançlık krizlerine girmiş Edward Drood'un Gizemi'ni yazmaya başlamış ama bitirmeye ömrü vefa etmemiş. Gerçekten de bir gizem olmuş sonu. Beyazlı Kadın İngiltere'de Limmerge Malikanesi'nde yaşayan iki genç kadına r

İçinden Deniz Geçen Şarkılar

Bülent Ortaçgil'e büyük bir aşk besleyen bir insan değilim. Ama yeni albümünün çok başarılı olduğunu okuyunca birkaç yerden ben de aldım. CD'yi alalı neredeyse iki ay oldu. Birkaç dinleme denemem başarısızlıkla sonuçlandı. Yeterlik sonra belki sakin sakin iyi gelir dedim ama kafam o kadar doluymuş ki hiç anlamamışım. Sonra da kaldırıp bir kenara koydum. Geçenlerde iphonedaki müzikleri değiştirirken bunu da eklemek istedim. Nasıl yaptıysam iki kere Bulutsuzluk Özlemi eklemişim ama Bülent Ortaçgil'i eklemeyi becerememişim. En sonunda tekrar update ettim önceki gece şarkıları. Dün de flüt dersine giderken dinledim bütün albümü. Derse saat 5 gibi gittim. Yürüyerek gideyim bari dedim. Hava ılıktı. Akşam üstünün romantizmi vardı, kulaklarımda da muhteşem melodiler. Bütün parçalarda bir deniz özlemi, balıkçılar, adalar, su altı, balıklar....Yani her parçanın içinden deniz geçiyor. Tadımlık olarak dinleyin ve hemen bu CD'yi edinin bence. Biterken karanfilli çay içiyorum. Mis g