Ana içeriğe atla

Şekersiz İki Ay

Merhaba;

"Şekeri hayatımdan çıkardım, çok sağlıklıyım hayatım" tarikatından kimse ile tanıştınız mı? Mutlaka tanışmışsınızdır. Ben de tanıştım. 

Image result for sugar

Her şey şöyle başladı: Annem biraz abur cubur düşkünüdür sağ olsun. Bir de Eskişehir'de mesela annemlerle geziyorum falan. Günlere gidiyorum En sonunda bir gün dedim ki siz kafayı yemişsiniz. Kurabiye yapıyorsunuz, bir de iki çeşit tatlı yapıyorsunuz. İnanır mısınız bir hafta 3 kere Alman pastası yedik. Sonuç olarak hem 5 kilo aldım, hem de gerçekten şekere ve abur cubura bir düşkünlük başladı.

Danimarka'ya gelince de yaklaşık bir ay böyle devam ettim. Belki daha az ama gene de hergün şeker yedim. En sonunda 5 Şubat günü radikal bir karar verdim. Bu işe alkolikler gibi yaklaşacağım dedim. Öyle 20 gün şeker yemeyeceğim diyince o biraz zor oluyor. Her sabah kalkıp "bugün şeker yemeyeceğim" dedim. Ve bunu yaklaşık 2 ay sürdürdüm. Bu arada çok basit bir egzersiz programı da uyguladım ve yaklaşık iki kilo verdim. Danimarka'ya geldiğimden beri toplamda 5 kilo civarı verdim. 

Peki neden yaklaşık iki ay dedim? Çünkü 4 gündür şeker yiyorum. Pazar günü dondurma almıştık eve ve evet yedim. Ama yarın şeker yemeyeceğim.

Şimdi bir kere 21 gün yemeyince  bir daha canım istemedi olayı bende tutmadı. Baya canım istiyor. Evet hala istiyor. Evde tutmuyorum şekerli ıvır zıvır. Tabii Uğur istediği için gene de evde çikolata falan var. Ama işte sabah yola çıkıp bugün yemeyeceğim dediğimde yememek çok kolay bence. Ama yiyeceğim dediğinizde de yeniyor. 

Bu süreçte ben meyve yedim. Kuru üzüm (ki pek sevmem ama) ve hurmaya dadandım Muz tabi ki süper bir meyve. Bal yedim. Bir de şekersiz marmelat aldım. 

Gazlı içecekler zaten hayatımdan çıkalı çok oldu. Esasında sağlıklı yaşamak için abur cuburu da azaltmıştım. Şimdi tamamen çıktılar. 

Peki bu süreçte ne oldu? Öncelikle öyle ya da böyle ağız tadımın değiştiğini söyleyebilirim. Şöyle ki artık normalde yediğim şeyler çok tatlı gelmeye başladı. Ama açıkçası bu işi deneyen pek çok insanın yazdıklarının hiç birisi de olmadı. Mesela diyorlar ki artık daha enerjik hissediyorum. Gün içinde uykum gelmiyor. Bende öyle bir durum yok ama belki de ben bebekle uykusuz kaldığım içindir. 

Şekerden ziyade glikoz şurubu gibi saçmalıklardan uzak durmak istiyorum ben. Yoksa evde yapılan bir keki hala yerim diye düşünüyorum (Aldığımız dondurmada da varmış glikoz şurubu)  Yazın arada bir dondurma da yenilebilir bence. Ama bu şekersizlik deneyiminden memnunum. Zaten bebek için de bunları hayatımızdan çıkarmalıyız ki örnek olabilelim.

Sizde durumlar nasıl? Şekersiz, glutensiz, yumurtasız, unsuz, etsiz.... Nasıl besleniyorsunuz? 

Photo Credit: https://www.drbillsukala.com.au/nutrition/is-sugar-bad-for-you/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MSA'da Pişirdim Evime de Getirdim

Merhaba; Toplanın şöyle etrafıma size çok güzel bir deneyim anlatmak istiyorum. Geçen hafta Seyahatperest Özge 'nin davetine uydum. Mutfak Sanatları Akademisi 'nde İtalyan Yemekleri Workshop'ına gideceğim benimle gelmek isteyen var mı dedi? Yemeklere baktım. Menüde el yapımı deniz mahsüllü fettucine, kuşkonmaz çorbası ve Marble cheesecake, amaretto ve bitter çikolatalı vardı. Kuşkonmaz çorbası ile ilgili bir fikrim yoktu, cheesecake ile zaten aram yok ama deniz mahsüllü fettucine beni can evimden vurdu. Zaten önceki hafta internette birkaç tarif okumuştum ama açıkçası hangisini pişireceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bir de bu deniz mahsülleri ucuz değil sonuçta. Benim de yemekle çok iyi bir ilişkim olmasına rağmen çok vardır beceremeyip çöpe atmak zorunda olduğum yemekler. O yüzden de bu deniz mahsüllerine hep mesefali yaklaştım. Neyse. Menüyü görünce buna ben gitmeliyim dedim. Sağ olsun Özge'nin kedileri de öyle düşünmüş. Pazartesi workshopa katılmak için benim gid

Beyazlı Kadın

Bir süredir okuduğum kitapları hiç yazmadığımı fark ettim. Hazır Beyazlı Kadın'ı yeni bitirmişken, kütüphanenin rafları arasında kaybolmamışken hemen yazayım bari dedim. Bu kitabı kitap klübümüzde okumuştuk, sanırım 3 kişi aldık sadece. Benden önce Bellanomisma okudu, diğer arkadaşımız okudu mu bilemiyorum. Ben esasında hayli kararlıydım, yazın sahilde okuyacaktım ama son anda aldığım kitaba Uğur el koyunca, (Zeno'nun Bilinci) elimde iki kitapla kalakaldım. Beyazlı Kadın ya da Karamazov Kardeşler.  Hadi dedim madem Bella çook beğendi, alayım raflardan da okuyayım. Wilkie Collins'in bu kitabı ilk gotik ve polisiye roman olarak geçiyormuş. Kitap yayınlandığında İngiletere'de öylesine büyük bir sükse yapmış ki Charles Dickens bile kıskançlık krizlerine girmiş Edward Drood'un Gizemi'ni yazmaya başlamış ama bitirmeye ömrü vefa etmemiş. Gerçekten de bir gizem olmuş sonu. Beyazlı Kadın İngiltere'de Limmerge Malikanesi'nde yaşayan iki genç kadına r

İçinden Deniz Geçen Şarkılar

Bülent Ortaçgil'e büyük bir aşk besleyen bir insan değilim. Ama yeni albümünün çok başarılı olduğunu okuyunca birkaç yerden ben de aldım. CD'yi alalı neredeyse iki ay oldu. Birkaç dinleme denemem başarısızlıkla sonuçlandı. Yeterlik sonra belki sakin sakin iyi gelir dedim ama kafam o kadar doluymuş ki hiç anlamamışım. Sonra da kaldırıp bir kenara koydum. Geçenlerde iphonedaki müzikleri değiştirirken bunu da eklemek istedim. Nasıl yaptıysam iki kere Bulutsuzluk Özlemi eklemişim ama Bülent Ortaçgil'i eklemeyi becerememişim. En sonunda tekrar update ettim önceki gece şarkıları. Dün de flüt dersine giderken dinledim bütün albümü. Derse saat 5 gibi gittim. Yürüyerek gideyim bari dedim. Hava ılıktı. Akşam üstünün romantizmi vardı, kulaklarımda da muhteşem melodiler. Bütün parçalarda bir deniz özlemi, balıkçılar, adalar, su altı, balıklar....Yani her parçanın içinden deniz geçiyor. Tadımlık olarak dinleyin ve hemen bu CD'yi edinin bence. Biterken karanfilli çay içiyorum. Mis g