Merhaba;
Bir süredir yazmıyorum ama biraz yoğun olduğum için hiçbir şey yazamadım. Yazmaya zamanım olmadığından değil ama yazacak enteresan birşey olmadığından:)
Havaların ısınmasıyla Uğur'la artık bisiklet mi alsak dedik. Trek, Scott, Giant giibi pek çok markayı inceledik. Bu bisiklet denilen alette, azıcık kaliteli birşey almak isterseniz ödeyeceğiniz fiyat logaritmik olarak artıyor resmen. Kara kara ne yapsak diye düşünüyorduk. Sonunda Yurda'nın bisiklet tutkunu eniştesine sorduk, o da bize ayırabildiğimiz parayla Trek ve Scott'ın daha üstünde Carraro marka birer bisiklet aldık. Ki benimkini Uğur dün bana doğum günü hediyesi olarak almış. Ay sonunda doğum günüm varda:) Tabii sabahı zor ettik ama şimdi önce sabah saatlerine bir zoom yapmak istiyorum.
Annemle kardeşim iki günlüğüne İstanbul'a geldi. Sabah kahvaltıya dayıma gittik. Uğur önce duş almak istedi. Ben de fırsat bu fırsat dedim. Yoga derslerine gitmeyi bıraktığımdan beri, ki stüdyoya 8 ders gidebildim, evde yoga uygulamalarım kesintiye uğramıştı. Sabah kalkınca önce 40 dakika kadar süren bir seri yaptım. Tabii kaslar kendini hemen salmış, bir hayli zorlandım. Üstelik evde Uğur olunca yoga yapmak enteresanmış. Arada laf atıyor, gelip fotoğrafımı çekiyor falan.Böyle olunca zihinsel olarak tam bir boşalma, kendini izleme yaşayamadım. Ama zaten çok iyi konsantre olamamıştım çünkğ nefeslerde de biraz zorlandım. Ama bir yandan da yoga eğitmeninin dediği birşeyi çok net gözlemledim. Nefesi de kendi akışına bırakmak gerekiyor, çok üstünde düşünmeye gerek yok. Su yolunu buluyor sanırım bir şekilde. Şu anda değil ama ilerde yogaya iraz daha ciddi eğilmek istiyorum. Böyle derslere katılarak değil ama eğitmen eğitimlerine girerek. Böylece bütünü daha rahat görebilirim gibi geliyor bana.
Kahvaltıdan sonra annemleri Bostancı'ya bıraktık. Ordan da Küçükyalı'ya. Uğur için bisiklet almaya. Bisikleti almaya gittiğimizde çılgın bir sağanak başladı. Resmen birkaç dakikada sıçana döndük. Tabii eve gelip bisiklete binmek için tekrar çıkma hayallerimiz de suya düştü. Neyse bisikleti yukarı çıkardık, yağmur bitti, güneş çıktı. Uğurla çıksak mı diye huysuzlanmaya başladık. Neyse çıktık, sahile indik. Ben en son pinokyo bisiklete binmiştim, koskoca bir dağ bisikleti beni çok zorladı tabii. Ama gene de alıştım. Güzel güzel Bostancı'ya kadar gittik. Arada sulara giriyorum, köpeklere tedirginlikle bakıyorum. Değmeyin keyfime yani. Yalnız hiç vitesli bisiklet kullanmamış birisi için vites biraz karmaşık bence. İşaret parmağım mı vitesi büyültüyordu yoksa baş parmağım mı diye sürekli karıştırdım. İşte bu karmaşa da zaten başıma gelecekleri tetikledi. Ben biraz hızlandım, ardımda da Uğur hızlandı, sonra ben dedim ki ben daha da hızlanırım. Yol bomboştu esasında. Çok rahattı yani. Bir yandan da vitesleri falan anlamaya çalışıyorum. Vay diyorum çok hızlı gidiyorum falan. Sonra bir anda karşıma insanlar çıktı, bir viraj çıktı, bir de virajın çıkışında tam karşımda bir bisikletli. Viraja girerken yalpalamaya başladım. Nedense hala frene basmayı değil, vitesleri değiştirmeyi düşünüyorum Sonra bir çığlık attım, ayaklarım nasıl bisikletten ayrıldı, ben asfalt zemine nasıl çakıldım bunları hatırlamıyorum. Komik olan gözlüklerimin hala gözümde olmasıydı. Bir kaç kişi koştu hemen yanıma. Uğur da sesini duyunca arkamı bir döndüm havada uçuyordun dedi. Neyse ki bu kazayı çok çok hafif atlattım. Olan tek taytıma oldu, dizi yırtıldı. Dizim de baya berelendi. Çocukluğumuzun oksijenli su tentürdiyot ikilisi benim için geri döndü. Ama bunun haricinde önemli bir şey yaşamadım. Yıllardır istediğim şeydi bisiklet kullanmak. Sonunda başladık. Artık bisikletimizi arabanın arkasına bağlayarak tatile bile gideriz biz:) Yurda'da askerden gelsin, daha heyecanlı olarak devam ederiz.
Yeni hafta yoğun ama mıralim yüksek:) Belki daha iyi geçiririm. Bu haftaki ödevlerim daha çok bisiklet, daha çok flüt, daha çok yoga. Yeterlik için çalışacağım dersleri saymıyorum. Onlar vazife:p
Herkese iyi haftalar
hayırlı olsun, geçmiş olsun :) artık yarışırız sahilde :))
YanıtlaSilteşekkür ederim:) ama yarışmam ben, aldım boyumun ölçüsünü:) sakin sakin gezeriz:D
YanıtlaSilAmanın, derhal yapmalıyım, frenim patlamalı, kafam karışmalı! Uçayım ve çocukluk yaralarımdan açılsın ben de isterim ben de isterim! ;)) Bir milyon yıl oldu bisiklete binmeyeli! Hadi hayırlısı!
YanıtlaSilyeni bir fren sistemimiz var bizim, disk freni bisiletlere de koymuşlar onlar pek sorun çıkarmıyor. ama gerçekten de çok güzel bir deneyimmiş. bence de hemen yapmalısın. hatta bildiğim kadarıyla Ankara'da Eymir Gölü'ne falan geziler yapan bisiklet grupları da var. Ben çok sevdim, tatile bile götürücem bisikletimi:)
YanıtlaSil