Luna'yı sizinle daha önce tanıştırmıştım . Aradan aylar geçti, Luna'cık büyüdü. Ne o şaşkınlığından ne de korkaklığından eser kaldı. Artık evin hakimi o, bizlerse onun lütfedip yaşamasına izin verdiği zavallı köleleri:) Önceleri geceleri bizimle uyumak istiyordu, şimdi öyle bir talebi yok. Gece salonda uyuyor, gün ışıyınca yatağa geliyor ve biz yataktan kalkana kadar guruldayıp duruyor. Bu sabah ben uyurken elimi hart diye ısırmasaydı belki işler daha iyi olurdu.:) Suyu azalmış, yemeği de bitmiş, karnı acıkmış tabii. Önce bir iki suratıma kafasını yaklaştırdı falan, baktı ben uyanamıyorum. Hart diye elimi ısırarak beni benden aldı. Kalktım, suyunu tazeledim (ki gece yatarken koymuştum zaten, hala suyu da vardı ama işte taze suyu seviyorlar), yemeğini koydum. Yatağa geri döndüm. Luna'da yemek yiyip su içtikten sonra yatağa geldi, yanımda yattı. Suratıma kafa attı, kafasını elime dayadı. Gerçekten de her eve bir hayvan lazımmış. Kedi veya köpek veya kuş, balık ve hatta iguan...